Ekmek kırıntısı ve zeytin çekirdekleri
Masamdaki
yarısı yenmiş zeytin çekirdekleri, bayat ekmek kırıntısına olan bağlılığını
dile getiriyordu. Ayrılmaz bir bütün olduklarına inanmış olsa gerek, “biz hep
birlikte gülelim birlikte ağlayalım, seni seviyorum” dedi ansızın. Zeytinin bu
söylemi üzerine, ekmek kırıntılarının mutluluğu arşa değiyordu; sevginin
gücüyle ısınmaya başladıklarını hissettiler, üzerlerine doğan güneşi hesaba
katmaksızın. Birbirlerine karşı hissettikleri duyguların, onlara yeteceğini
zannediyorlardı. Her şey yolunda giderken, temizlik zamanının yaklaşmasından
haberdar değillerdi. Bir yüzü nemli bez tarafından ekmek kırıntıları
koparılmıştı, hoyrat delikanlı, zeytin çekirdeklerinin avuçlarından. Yitirdiği
sevda kırıntılarına bakakaldı öylece; hüzünlüydü, tükenmişti ama elinden ne
gelirdi.
“Bazen
gelenler kadar gidenler de önemlidir. Gelenin ne getirdiğinden çok, gidenin
sizden neler götürdüğü önemlidir. Ekmek kırıntısı, dış yüzeyi sert kabukla
kaplı bir çekirdekten ne götürebilir ki?
Sadece
zaman.”
Yorumlar
Yorum Gönder